Avrupa’daki kadın hakları hareketinin temelini kadınların siyasi hakları oluşturuyordu. Helene Lange, bu mücadeleyi daha dar bir alanda yorumlamış ve “Bence kadın hareketinin tamamı oy hakkı hareketiydi.” demiştir. (Gisela, 2004, s. 149) Osmanlı Devleti’nin son dönemleri ve genç Türkiye’deki kadın hakları hareketi için siyasal haklar önemli olsa da sosyal ve ekonomik haklar öncelikli görülmüştür. (Toprak, 2016, s. 463) Cumhuriyet dönemi kadın hareketinin öncüleri, cumhuriyetin ilan edildiği tüm milletlerde kadınların özgürleştiklerini biliyordu. (Zihnioğlu, 2003, s. 120) Cumhuriyet’i kutladığımız bu günde, ülkemizde cumhuriyet fikri ile paralel ilerleyen kadınların siyasal haklarmücadelesini derlerken, hiçbir zaman kuruluşu onaylanmayan ve sonrasında Kadınlar Birliği’ne dönüşen Kadınlar Halk Fırkası’ndan bahsedeceğiz.
Görsel Kaynağı: Zafer Toprak, Türkiye’de Kadın Özgürlüğü ve Feminizm
Henüz Türkiye’nin ilk partisi Halk Fırkası kurulmamıştı. “Nezihe Muhiddin ve KHF kurucuları olarak adlandırdığım bir grup öncü kadın, ‘mücadele-i milliyye’nin başarıyla sona erdiği 1922 yılının son aylarından itibaren Birinci Dalga eşitlikçi feminizminin tezlerini kararlılıkla savunmaya başladı. Bu, kadınların siyasal/toplumsal haklar mücadelesi /stratejisinde köklü bir değişimdi.” (Zihnioğlu, 2003, s. 119) Bu grup 1923’ün Haziran ayında Kadınlar Halk Fırkası’nı kurdu. (Toprak, 2016, s. 463) Parti Nezihe Muhittin başkanlığındaydı.
“Ananeleri, çürük kanaatleri, batıl telakkileri kesin hamlelerle yıkıp yerlerine kuvvetli ve çağdaş ilkeler getiren ‘ateşli ve genç cumhuriyetimiz’ kadının mevcudiyetini canlı bir bilinçle anlayacaktı. Cumhuriyetin topluma kazandırdıklarından en çok kadınlar yararlanacaktı. Nezihe Muhiddin ve Kadınlar Halk Fırkası’nın kurucuları yeni cumhuriyetçi siyasal düzende, yasal ve toplumsal alanlarda kadın haklarının kazanılacağını öngördüler. Eşitlikçi feminizmi benimsemiş bu ‘kadın hareketinin pişdarlarının [öncülerin]’ etkin bir toplumsal ve siyasi programla kadınların ‘siyasi ve ictimai haklarını’ savunarak Kadınlar Halk Fırkası’nı kurmak istemesi 1922-23’ün en önemli gelişmelerinden biriydi.” (Zihnioğlu, 2003, s. 120)
Görsel Kaynağı: Kadınsız İnkılap, Yaprak Zihnioğlu
Mecliste kadın bulunmasıyla ilgili Nezihe Muhittin ise şöyle der:
“Müdafaa-i Hukuk Cemiyyetleri’nin neşrettiği Dokuz Umde’de kadınlığı alakadar eden müteaddid maddeler vardır. Mesela iktisadi tekamül için kadın ve erkeklerin çalışması elzem bir şeydir. Son harb ve son hadisat tamamen göstermiştir ki vatanımızda te’sis edilen halk hükumeti devrinde Millet Meclisi’nde bir iki kadın meb’us bulunsaydı herhalde milletimiz ve neslimiz bundan çok faide görecekti.“ (Zihnioğlu, 2003, s. 120)
Yaprak Zihnioğlu Kadınlar Halk Fırkası hakkında Kadınsız İnkılap kitabında şöyle diyor:
“Öncü kadınlardan oluşan müteşebbis heyet,
1. Kadınların siyasal haklarının kazanılmasını birinci amaç olarak benimsemişti,
2. Siyasal haklar için mücadele etmek üzere oluşturulacak cemiyetin kurulması için münevver ve kadın haklarından yana tüm kadınlara çağrı yaparak katılımcı bir yöntemi benimsemiş ve böylece hareketin güçlenmesini hedeflemişti,
3. Gençler de dahil olmak üzere eğitimli, ilgili ve bu çalışmada yer almak isteyen bütün kadınların ve kadın cemiyetlerinin bir kongrede birleşerek bir örgüt kurmalarını öngörmüştü. Hareket yalnızca İstanbul’a özgü kalmayacak Anadolu’nun çeşitli kentlerinden aydın kadınlara da ulaşılacaktı,
4. Güçlü ve kararlı bir siyasal haklar mücadelesine kadınların katılacağını düşünüyordu, 5. Adından da anlaşılacağı gibi siyasal bir kadın partisi kurmayı hedefliyordu.” (s. 123)
1 Nisan 1923’te seçim kararı alındı. Seçim kanununda yapılacak değişiklik konuşuluyordu. Bu değişiklikle kadınlar oylarını kocalarına vereceklerdi. Bu nedenle “oy hakkı” Batı’da olduğu gibi Kadınlar Halk Fırkası’nın bir meselesi oldu.(Zihnioğlu, 2003, s. 120) Bu konuda partinin kurucusu Nezihe Muhittin kadınların oy meselesi ile ilgili son derece kararlıydı:
“Onları bize venneseler bile biz, onları alacağız. Hiç şübhesiz hak, ‘azmin, fiilin ve liyakatındır. Kadınlarımızın, şu on beş seneden beri ibriz ettiği fıkr-i teşebbüs ve faaliyyet o mevkiilere oturmak için bize bir hak bahş etmiştir. Memleketin ihtiyacat-ı hakikiyyesi [gerçek ihtiyacı] de o mevki’lere bizim sahib olmaklığımızı emrediyor.” (Zihnioğlu, 2003, s. 128)
Kadınların mebus olmasına karşı sesler. Kaynak: Zafer Toprak, Türkiye’de Kadın Özgürlüğü ve Feminizm
Cumhuriyet sonrasında Kadınlar Halk Fırkası’nın kazanım taleplerinin bir bir gerçekleştiğini görsek de Kadınlar Halk Fırkası’nın Halk Fırkası’nın kurulma arifesinde kurulumuna onay verilmedi. Bu konuda Yaprak Zihnioğlu ve Zafer Toprak farklı düşüncelere sahip. Yaprak Zihnioğlu’na göre Kadınlar Halk Fırkası ilerici feminist taleplere sahip olduğu için onaylanmamışken, Zafer Toprak’a göre bunun nedeni yurttaş temelli kurulması planlanan Halk Fırkası’ydı.(Toprak, 2016, s. 466)
Kadınlar Halk Fırkası bazı program maddeleri nedeniyle onaylanmamıştı. “Hükümet, henüz siyasi haklarını kazanmamış olan kadınların bir parti kurmasına izin verilemeyeceğini öne sürmüştür” (Zihnioğlu, 2003, s. 148) Nezihe Muhittin’e göreyse programdaki bazı taşkın maddeler nedeniyle partinin kuruluşu onaylanmamıştır. (Zihnioğlu, 2003, s. 148) Zafer Toprak ise bu durumu farklı yorumlamaktadır. “Ankara, tüm ulusu temsil edecek Halk Fırkası hazırlıkları içerisindeydi. Toplumu cinsiyet esasına göre bölen bir fırkanın günün koşullarına uygun düşmediği kanısı yaygındı. Hem “halk fırkası” kuruluş aşamasındaki partinin adıydı. Gazi, bu terimi daha önce telaffuz etmişti. Her ne kadar başına “kadın” sözcüğü eklense de bir başka örgütün bu adı kullanmasına cevaz verilemezdi.” (s. 466)
Sonuç olarak Kadınlar Halk Fırkası uygun bulunmayan program maddelerini değiştirerek Kadın Birliği’ne dönüşmüştür. Kadın Birliği siyasal alanda etkili olmayı önemli bulmuştur. Parti olarak olmasa da bir düşünce ve eylem birliği olarak faaliyetlerini sürdürmeye devam etmişlerdir. Bu çerçevede Kadın Birliği’nin yayını Kadın Yolu dergisi yayınlanmaya başlandı. 1927’de tüzüğüne kadının siyasal haklarını ekledi ve bu valilikte onaylandı. (Toprak, 2016, s. 466)
Parti onaylanmasa dahi Nezihe Muhittin ve diğer feministler kadın hakları alanında çalışmayı sürdürmüşlerdir.
“Nezihe Muhiddin kitabında KHF’nin savunusunu yaparken Halk Fırkası’ndan uzak kalmak istemediklerini, aksine Halk Fırkası’nın “etrafında kadın faaliyetinden bir şebeke örmeyi” amaçladıklarını belirtiyordu. Bu arzunun “samimi” olduğu üstünde duruyordu.” (Zihnioğlu, 2003, s. 148)
Diğer cumhuriyetlerde olduğu gibi Cumhuriyetin ilanı sonrasında kadınlar siyasi, sosyal ve ekonomik haklarını kazanmaya başlamıştı.
“Kadınlara Cumhuriyet hükümeti tarafından önce belediye ( 1930) daha sonra milletvekili seçme ve seçilme hakkının tanındığı ( 1934) yılları da içeren bu dönemde Kadın Birliği’nin etkinlikleri ciddi bir biçimde azaldı.” (Zihnioğlu, 2003, s. 250)
Cumhuriyet’ten 1950’li yıllara dek, Cumhuriyet sonrası kadın hakları şu şekilde sıralanabilir.
1926: Medeni Kanun kabul edildi.
1930: Kadınlara belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı tanındı.
1930: Doğum izni düzenlendi.
1933: Kız çocuklarına mesleki eğitim vermek amacıyla Kız Teknik Öğretim Müdürlüğü kuruldu.
1933: Köy Kanunu’nda değişiklik yapılarak kadınlara köylerde muhtar olma ve ihtiyar meclisine seçilme hakları verildi.
1934: Anayasa değişikliği ile kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı.
1936: İş Kanunu yürürlüğe girdi.
Kadınların çalışma hayatına düzenleme getirildi.
1937: Kadınların yeraltında ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılmasını yasaklayan 1935 tarihli 45 sayılı ILO sözleşmesi kabul edildi.
1945: Analık sigortası (doğum yardımı) 4772 sayılı yasa ile düzenlendi.1949: Yaşlılık sigortasının kadın ve erkekler için eşit esaslara göre düzenlenmesi 5417 sayılı yasa ile sağlandı.
Kaynakça:
Bock, Gisela. (2004). Avrupa Tarihinde Kadınlar. Zehra Aksu Yılmazer. (Çev.) İstanbul:Literatür Yayınları
Toprak, Z. (2016). Türkiye’de Kadın Özgürlüğü ve Feminizm. İstanbul:Tarih Vakfı Yurt Yayınları
Zihnioğlu, Y. (2003). Kadınsız İnkılap. İstanbul:Metis Yayınları