Bireyci Feminizm Okulu Çeviri Teorik

Feminizmin Tarihi ve Teorisi: Bölüm 1 – Giriş

Bu yazının orijinali, çeşitli kaynakların derlemesi olarak GWAnet’te yayımlanmış şu yazıdır. Aşağıdaki yazı, orijinal yazının Türkçe çevirisinin kısımlarından biridir. Çeviren: Mete. Görsel: Hilal Güler, dijital kolaj.

Feminizm terimi, kadınlar için eşit haklar ve yasal koruma sağlamayı amaçlayan bir politik, kültürel veya ekonomik hareketi tasvir etmek için kullanılabilir. Feminizm, cinsiyet farklılıklarına dair problemlerle ilgilenen politik ve sosyolojik teorileri ve felsefeleri içermekle birlikte kadınlar için cinsiyet eşitliğini savunan ve kadınların hakları ve çıkarları için mücadele eden bir akımı da içermektedir. 1970’lere kadar “feminizm” ve “feminist” terimleri yaygın şekilde kullanılmamalarına rağmen çok daha öncelerinde bile günlük dilde kullanılmaktalardı. Örneğin, Katherine Hepburn, 1942’te yayınlanan Woman of the Year filminde bir “feminist hareket”ten bahsetmektedir.

Maggie Humm ve Rebecca Walker’a göre, feminizmin tarihi üç dalgaya bölünebilir. Feminizmin ilk dalgası on dokuzuncu yüzyılda ve yirminci yüzyılın başlarındaydı, ikinci dalga 1960’lar ve 70’lerdeydi. Üçüncü dalga ise 1990’lardan günümüze kadar uzanmaktadır. Feminist teori, bu feminist hareketlerden ortaya çıkmıştır. Teori, feminist coğrafyadan feminist tarihe ve feminist edebi eleştiriye kadar çeşitli pek çok alanda kendini göstermektedir.

Feminizm, Batı toplumunda kültürden hukuka kadar uzanan geniş bir alan yelpazesinde baskın olan perspektifleri değiştirmiştir. Feminist aktivistler, kadınların yasal hakları için (sözleşme hakları, mülkiyet hakları, oy verme hakları); kadınların beden bütünlüğü ve otonomi hakkı için, kürtaj hakkı için ve üreme hakları için (gebelik önleme yöntemlerine ulaşım ve kaliteli doğum öncesi bakım gibi); kadınların ve kız çocuklarının aile içi şiddetten, cinsel tacizden ve tecavüzden korunması için; işyeri hakları için (doğum izni ve eşit maaş gibi); misojiniye (kadın nefretçiliği) karşı ve kadınlara karşı cinsiyet temelinde diğer ayrımcılıklara karşı mücadele vermiştir.

Tarihlerinin büyük bir kısmında, feminist hareketlerin ve teorilerinin öncüleri Batı Avrupalı ve Kuzey Amerikalı orta sınıf beyaz kadınlar olmuştur. Ancak, en azından Sojourner Truth’un 1851 yılında Amerikalı feministlere yaptığı konuşmadan beri, diğer ırklardan kadınlar da alternatif feminizmler önermektedir. Bu trend, 1960’larda Birleşik Devletler’deki İnsan Hakları hareketiyle ve Afrika’daki, Karayipler’deki, bazı Latin Amerika ve Güneydoğu Asya bölgelerindeki Avrupa sömürgeciliğinin çöküşüyle hızlanmıştır. O zamandan beri, eski Avrupa kolonilerindeki ve Üçüncü Dünya’daki kadınlar “post-koloniyel” (sömürgecilik sonrası) feminizmler ortaya atmaktadır. Chandra Talpade Mohanty gibi post-koloniyel feministlerin bazıları Batı feminizmini etnomerkezci (kendi etnik kökenlerini üstte tutan) bulduğu için eleştirmektedir. Angela Davis ve Alice Walker gibi siyahi feministler de bu görüşü paylaşmaktadır.

Feminizmin Tarihine Giriş

Simone de Beauvoir şöyle yazmıştır: “Kendi cinsiyetini savunmak için kalemi eline alan ilk kadın” 15. yüzyılda aşk tanrısına risale (Epistle au Dieu d’Amour) yazan Christine de Pizan’dır. Ardından Heinrich Cornelius Agrippa ve Modesta di Pozzo di Forzi 16. yüzyılda feminizm üzerine çalıştı. Marie Le Jars de Gournay, Anne Bradstreet ve Francois Poullain de la Barre ise 17. yüzyılda yazdı.

Feministler ve akademisyenler, akımın tarihi üç “dalgaya” bölmüşlerdir. İlk dalga, on dokuzuncu yüzyıldaki ve yirminci yüzyılın başlarındaki kadınların oy hakları hareketine gönderme yapmaktadır (esas olarak kadınların oy verme haklarıyla ilintilidir). İkinci dalga, 1960’larda başlayan kadınların özgürleşme hareketiyle ilgili fikirlere ve eylemlere gönderme yapmaktadır (esas olarak kadınların yasal ve sosyal hakları ile mücadele edilmiştir). Üçüncü dalga, ikinci dalga feminizmin bir devamı ve fark edilen problemlerine verilen bir tepki olarak düşünülmektedir. 1990’larda başlamıştır ve günümüzde de devam etmektedir.

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments