Bugün 17 Aralık Dünya Seks İşçilerine Yönelik Şiddetle Mücadele Günü. Seks işçileri dünyanın her yerinde hayatın dışına itiliyor, yaşamları illegalleştiriliyor. Seks işçilerinin sağlık, eğitim vb. haklarının yanında yaşam hakları da engelleniyor. Tecavüz ve tacizden hırsızlığa, ısrarlı takipten tehdit ve şantaja ve fiziksel şiddete kadar pek çok şiddet biçimiyle karşılaşıyorlar ancak hukuk sistemi içinde seks işçisi oldukları için şiddete karşı savunmasız hale getiriliyorlar.
Seks işçiliği yasal olmalı, seks işçilerinin hayatları illegalleştirilmemeli, seks işçilerinin yaşam alanları ve olanakları kısıtlanmamalı, en önemlisi de en temel yaşam hakları seks işçilerine teslim edilmelidir. Seks işçilerine yönelik her türlü şiddet eylemi yasalardaki karşılıklarını bulmalıdır. Bugün İzmir’de Bornova sokaktan kovulan ve pek çok suç biçimine karşı savunmasız hale getirilen, İstanbul’da sokaklarının giriş ve çıkışları pandemi bahanesiyle kapatılan seks işçilerine dek her yalnızlaştırma ve illegalleltirme yaşam hakkı ihlalidir.
Diğer yandan, rızaya dayalı olmayan ilişki biçimlerine maruz kalan, başka bir iş yapamadığı için zorunlu olarak seks işçiliğini seçen ya da buna zorlanan seks işçilerinin yaşadığı travmalar ve uğradıkları hak ihlalleri görünmez kılınıyor. Pezevenklerin “himayesinde”, kendi rızaları ve tercihlerinden soyutlanmış insanlar, seks işçiliğinin illegalliği nedeniyle konuşulamıyor veya seks işçilerinin hak arayışlarının önüne geçiliyor. Seks işçiliğine zorlanarak istismar edilen çocuklar ise N.Ç davasında olduğu gibi korunamıyor.
Bir an önce normalleştirilmesi gereken şey, şiddeti körükleyen ve bireylerin yaşam tercihleri nedeniyle yasalarca görmezden gelinmeleri değil, seks işçilerinin hayatlarıdır. Herkes kadar, herkesle eşit yaşamak seks işçilerinin hakkıdır.