Şiddet

Tecavüzün Ağırlığı

Cinsel saldırı, halk arasında çoğunlukla tecavüz olarak adlandırılan bu eylem, kişinin rızası olmaksızın beden bütünlüğüne cinsel amaçlarla verilen zarar anlamına gelmektedir. Tecavüz genellikle kişinin bedenine bir organın veya bir maddenin sokulması ile ilişkilendirilmektedir. *

Kişiler rızası olmadan birçok şeye maruz kalabilirken tecavüz gibi bir durumun çoğunlukla kişide travma yaratmasının sebebi gerçekten sadece kişinin rızasının olmayışı ile ilişkilendirilebilir mi?

Ataerki, bizim toplumumuzda ağırlığını hissettiren bir gerçeklik. Toplumsal normlar ve geleneksel düşünce, çoğunlukla kadınlara “ırz”, “namus” gibi kavramları sunuyor ve bunlara atfettiği kutsallık ile kadının canı pahasına savunması gereken şeyler olarak düşünmemize sebep oluyor.

Henüz soyut düşünme yetimiz bile gelişmemişken bize sunulan bu kutsal kavramlardan daha sonrasında da kurtulmak o kadar kolay olmuyor. Tecavüz travması yaşayan bir bireyin neden bu kadar acı çektiği, intiharın eşiğine sürüklendiği konusu, üzerine düşünmeye değer bir konu halini alıyor.

Evinize hırsız girdiğinde kendinizi suçlama oranınız o kadar da yüksek değildir, hırsız o eve girmenin bir yolunu bulmuş ve girmiştir sadece. Daha korunaklı bir eviniz yok diye kendinizden nefret etme ihtimaliniz de düşüktür. Bilirsiniz ki daha korunaklı bir eviniz de olsa hırsız başka bir yol arayıp ve muhtemelen de bulup bu eylemi gerçekleştirecektir. Söz konusu tecavüz olduğunda ise işler bu kadar kolay yürümüyor ne yazık ki. Tecavüze uğrayan kadınların akıllarına gelecek ilk düşüncelerden biri muhtemelen “Ben nerede yanlış yaptım?” gibi bir şey olacak. O “kutsal şeyi” koruyamadıkları için muhakkak kendilerinde bir hata olduğuna inanacaklar. O “kutsal şey” ise tecavüzden sonra artık yok olacak. Annesinin ilk öğütlediği, babasının kırmızı kuşak takmayı hayal ettiği o şey.

Seküler kesimde bu kutsallık görece azalmıştır demek çok da yanlış olmaz sanıyorum, bu namus kutsalı özellikle din ile de iç içe geçmiş çünkü. Bu işler, konu tecavüz olduğunda seküler kesimde de ne yazık ki çok farklı işlemiyor. Tecavüze uğrayan kadın burada da benzer duygu ve düşünceleri deneyimliyor.. O kutsaldan bir nebze de olsun sıyrılan bu kesim, söz konusu tecavüz olduğunda yine kaybedilen bir şeyin yasını tutuyor gibi görünüyor. Bu da o “kutsal şeyin” farkında olmasak da ondan sıyrıldık sanıyor olsak da ne kadar içimize işlediğini gösteren bir gerçeklik olarak karşımıza çıkıyor.

Rıza dahilinde gerçekleşmeyen bu eylem için elbette çok da önemli bir eylem değildir demek istemiyorum. Her ilişkinin karşılıklı rıza ve sözleşmeye dayandığına inanıyorum. Söylemek istediğim asıl şey ise tecavüz eyleminin bizden sandığımız o kutsal şeyi çalmadığı. O kutsal şeyin zaten aslında bize ait bir şey olmadığı ve bizden bağımsız fakat ne yazık ki bir o kadar da bizimle iç içe geçen bir sistemin yarattığı bir şey olduğu.

Tecavüzü bu bağlamda ele alabiliyor olmak, böyle bir durumla -umarım ki karşılaşmayız- karşılaştığımızda kendi psikolojik sağlığımızı koruyabilmemizde kendimize farklı bir alan açabilmemizi sağlayabileceğine dair inancım. Bizler, sadece kendimiz olduğumuz için yeterince değerli bireyleriz. Kendi dışımızda gerçekleşen böyle kötü eylemlere maruz kalıyor olmamızın bizim değerimizle uzaktan yakından ilişkisi yok.

Dayanışmayla!

Kaynaklar:

* T.C. Adalet Bakanlığı Mağdur Bilgilendirme, http://www.magdur.gov.tr/305/Cinsel-Saldiri—Tecavuz adresinden 07.02.2020 tarihinde erişildi.

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments