Bu yazının orijinali, çeşitli kaynakların derlemesi olarak GWAnet’te yayımlanmış şu yazıdır. Aşağıdaki yazı, orijinal yazının Türkçe çevirisinin bölümlerinden biridir. Çeviren: Mete. Görsel: Hilal Güler, dijital kolaj.
Radikal Feminizm
Radikal feminizme göre, erkeklerin kontrolünde olan cinsiyetçi kapitalist hiyerarşi kadınların maruz kaldığı baskının tanımlayıcı unsurudur. Radikal feministler, kadınların ancak doğası gereği baskıcı ve hükmedici ataerkil sistemi ortadan kaldırdıklarında özgür olabileceğine inanmaktadır. Onlara göre, otorite ve güç yapıları erkeklerin elindedir ve baskının ve eşitsizliğin sorumlusu budur. Dahası, sistemin kendisi ve değerleri yerinde durdukça toplumda herhangi kayda değer bir devrim yaşanmayacaktır. Bazı radikal feministler, hedeflerine ulaşmak için toplumu kökünden kazıyıp tamamen yeniden kurmak dışında bir alternatif olmadığını düşünmektedir.
Zaman içerisinde, radikal feminizmin pek çok alt türü ortaya çıktı. Bunların bazıları Kültürel Feminizm, Ayrılıkçı Feminizm ve Anti-pornografi Feminizmi’dir. Kültürel feminizm, hak ettikleri değeri alamayan kadın özelliklerine değer kazandırma çabası içinde olan bir “kadın doğası” veya “kadın özü” ideolojisidir. Kültürel feminizm, kadınlar ve erkekler arasındaki farkın altını çizse de bu farkın psikolojik olduğunu ve biyolojik olarak doğuştan gelmek yerine kültürel olarak inşa edildiğini öne sürmektedir. Bu görüşün eleştirmenleri, kültürel feminizmin kadınlar ve erkekler arasındaki farkları esensiyalist bir eksende açıkladığı ve bağımsızlığı ve kurum inşasını savunduğu için feministleri politikadan çekip “yaşam tarzı” tartışmalarına ittiğini öne sürmüştür. Bu eleştirmenlerden biri olan Alice Echols (bir feminist tarihçi ve kültür teorisyeni), Redstockings üyesi Brooke Williams’ın 1975’te kültürel feminizm terimini radikal feminizmi apolitikleştirmek için öne sürmesinden bu eleştirinin tarif ettiği probleme bir örnek olarak vermiştir.
Ayrılıkçı feminizm, heteroseksüel ilişkileri desteklemeyen bir radikal feminizm türüdür. Savunucuları, erkekler ve kadınlar arasındaki cinsel eşitsizliklerin çözülemeyeceğini iddia etmektedir. Ayrılıkçı feministler, genellikle erkeklerin feminist akıma herhangi bir şey katamayacaklarını ve iyi niyetli olanların bile ataerkil dinamikleri tekrarladığını düşünmektedir. Yazar Marilyn Frye, ayrılıkçı feminizmi “kadınlar tarafından kendi iradeleriyle başlatılan ve sürdürülen, erkekler tarafından tanımlanan veya domine edilen, erkeklerden ve erkeklerin çıkarı veya ayrıcalıkları için işletilen tüm kurumlardan, ilişkilerden, rollerden ve aktivitelerden ayrılık” olarak tanımlamıştır.
Liberal Feminizm
Liberal feminizm, erkeklerin ve kadınların eşitliğinin politik ve yasal reformla sağlanması gerektiğini ileri sürmektedir. Bireyci bir feminizm türüdür ve kadınların kendi eylemleri ve seçimleriyle özgürlüklerini gösterebilme ve sürdürebilme kabiliyetlerine odaklanmaktadır. Liberal feminizm, erkekler ve kadınlar arasındaki kişisel ilişkileri, toplumu değiştirmek için başlanacak nokta olarak görür. Liberal feministlere göre, kadınlar eşitliğe ulaşmak için kendi kabiliyetlerini kullanabilirler ve dolayısıyla toplumu değiştirmeden bir değişim yaratmak mümkündür. Liberal feministler için önemli olan konuların arasında üreme ve kürtaj hakları, cinsel taciz, oy verme, eğitim, “eşit iş için eşit maaş”, düşük maliyetli çocuk bakımı, düşük maliyetli sağlık hizmetleri ve kadınlara karşı aile içi ve cinsel şiddetin sıklığının gün yüzüne çıkarılması bulunmaktadır.